28 Ekim 2014 Salı

Frambuazlı Puf Kek


Birazdan minişler tiyatrosuna davetliyim, elimde iki kişilik davetiye var. Bizim evde işler belgelerle yürüyor :) Davetiyenin arkasına kocaman yazmışlar; Davet Kartsız Girilmez! diye... Evet evet kocaman bir ünlem de var sonunda. Ben salona erken gelmiş olmalıyım ki henüz dekorlar kuruluyor. Madem vakit var hemen bloguma kaçayım, şu nefis kekin tarifini artık yazayım dedim. Ben frambuazlı yaptım ama her türlü kombinasyona açık bir kek bu. Vişneli, elmalı, frambuaz-çikolatalı denedim. Hepsi harika oldu. Tarif instagramın tatlı ve marifetli hesabı "Smilenaworld" den. Bu keki bence muffin kağıtlarında pişirmeyin, bütün olarak güzel. 

Malzemeler:
3 yumurta
3 türk kahvesi fincanı toz şeker
1 türk kahvesi fincanı sıvıyağ
3 türk kahvesi fincanı un
1 pkt kabartma tozu
Dilediğiniz miktarda frambuaz ya da istediğiniz başka meyve (Elmalı yapmak isterseniz; 1 iri elmanın kabuklarını soyup, ince dilimleyerek  1 tatlı k. şeker ve 1 silme tatlı k. tarçını harmanlayıp elmaları bu karışıma bulayıp kekin üzerine dizebilirsiniz)
Dilerseniz vanilya veya limon kabuğu rendesi de ekleyebilirsiniz

Yapılışı:
Bu kekin ve diğer tüm keklerin en önemli kısmı bu; yumurtalarla şekeri bembeyaz olana dek mikserle çırpıyoruz. (5-7 dk sürecektir) Sıvıyağı ekleyip yine çırpıyoruz. Un ve kabartma tozunu birlikte eleyerek ekliyoruz ve en düşük devirde sadece malzemeler karışana kadar çırpıyoruz. 
Sonrasında dilerseniz borcama ya da resimdeki gibi 26 cm'lik bir kelepçeli kalıba kek karışımını döküyoruz. (Borcamı yağlamamız, kelepçeli kalıba yağlı kağıt sermemiz gerekiyor)
Üzerine dilediğimiz meyveyi ya da çikolatayı dizip 170 derecede önceden ısıtılmış fırında pişiriyoruz. 20-25 dk'da pişiyor genelde ama fırından fırına değişebilir elbette. Kek tamamen pişmeden kesinlikle fırın kapağını açmamalıyız, yoksa çökecektir. 

*Neyse oyuncular sahneye çıktılar, perde açıldı, kaçtım ben. Gününüz şu an beni bekleyen tiyatro sahnesi kadar renkli geçsin ...


13 Ekim 2014 Pazartesi

Frambuazlı-Lorlu Kurabiye



Bir kurabiye yaptım, yemelere doyamadım, doyamadık... Koşa koşa geldim buralara ki herkes yapsın. Her ne kadar adında lorlu desem de ben tatlı loru o an için markette bulamadığım için Ekici marka ricotta kullandım. İçine frambuaz sosu koyma fikrini ise kızımla bayıla bayıla yediğimiz Bravo Pastanesinin kurabiyesinden ilham aldım. Sonrasında tattığımda ise neredeyse aynı lezzeti yakalamış olduğumu gördüm. Tek tehlikesi var, öyle pofuduk öyle hafif oldular ki yerken kendinizi kaybedebilirsiniz. 
Tarifi gazeteden kesmişim, yıllardır durup dururken içsel bir refleksle bugün denedim. Ne de iyi ettim. Siz de deneyin olur mu?

Malzemeler:
2 yumurta
100 gr esmer şeker (beyaz şeker de olur)
80 gr sıvıyağ
Çeyrek limonun suyu 
250 gr tatlı lor (bulamazsanız benim gibi ricotta kullanın)
350 gr un
2 pkt kabartma tozu


Frambuaz sosu:
200 gr donmuş frambuaz
3-4 yemek kaşığı pudra şekeri (az derseniz biraz daha ekleyebilirsiniz)
2 tatlı kaşığı nişasta

Frambuaz (çözdürmenize gerek yok)  ve pudra şekerini bir tavaya alıyoruz. 4-5 dk boyunca arada karıştırarak ve frambuazları kaşığın sırtıyla ezerek pişiriyoruz. Dilerseniz rondodan da geçirebilirsiniz ama gerek yok bence :) Sonra nişastayı azıcık suyla( 1-2 tatlı kaşığı) açıp ekliyoruz ve karıştırıyoruz. Zaten hemen kendini toparlıyor sos. 1-2 dk da böyle pişirip soğumaya bırakıyoruz. 

Yapılışı:
Yumurta, şeker, yağ, limon suyunu mikserle 5 dk boyunca çırpıyoruz. Kabarınca un, lor ve kabartma tozunu ekleyip 3 dk daha mikserle çırpıyoruz. Karışım gözünüze sanki cıvık ve toparlanmayacak gibi görünebilir ama elinizle şöyle bir dokunduğunuzda toparlandığını göreceksiniz. Ekstra un eklemeyin derim yoksa pofuduk olmazlar. 
Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp avucumuzda inceltiyoruz, ortasına 2 çay kaşığı frambuaz sosu koyup güzelce alt kısmında toparlayıp kapatıyoruz. 
Bu ölçülerle 2 tepsi kurabiye elde ettim. Yağlı kağıt serili tepsiye aralıklı olarak diziyoruz. 180 derecede ısıtılmış fırında 17 dk pişiriyoruz. 

*Bir kısmına evdeki böğürtlen reçelinden koydum, onlar da nefis oldu. Fazla akışkan ve tatlı olmayan reçellerle de doldurabilirsiniz içini.

*Hayatta baktıklarımızın ne kadarını gerçekten görüyoruz acaba? Her baktığımızı kendi kafamızdakine göre mi şekillendiriyoruz yoksa gerçekten ama gerçekten görüyor muyuz?