11 Temmuz 2013 Perşembe

Pastane Poğaçası



Öncelikle herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum, Ramazandaki o manevi huzurun da en kısa zamanda tüm ülkemizi sarmasını...
Artık sıcaklardan şikayet ettiğimiz günler kapımızı çaldı, elbette buyur ettik onları; sebzeler, domatesler, meyveler anca bu sıcaklarla olgunlaşacak, kızımın ayları öğrenirken ezberlediği şiirin Temmuz kısmı geldi aklıma: "Temmuz yakar kavurur, ekinleri oldurur". Bize düşen yanıp kavrulmak da olsa her mevsimin ayrı bir güzelliği ve gerekliliği var. 
Bu aralar günlerim bol bol kitap okumakla ve gezmekten asla yorulmayan kuzucuğumu oradan oraya gezdirmekle geçiyor. Eğer bir kitap tavsiyesi isterseniz; Paulo Coelho'nun Elif'ini ve Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi'ni tavsiye edebilirim. Elif'te geçmiş, gelecek ve bugün'ün aslında nasıl da aynı zamanda yaşandığını, Elif'in sırrını, hayatla ilgili üzerinde çok düşüneceğiniz tespitleri bulacaksınız.
Kardeşimin Hikayesi ise, 2 günde çabucak bitirdiğim, okurken sonuna dair isabetli tahminler yürütsem de heyecanından birşey kaybetmeyen bir kitap. Duygularımız olmasaydı hayat acaba daha  kolay mı olurdu? Evet duygularını kaybetmiş bir adamın dünyasına konuk oluyoruz bu kitapta, kimseye sarılamayan, bu yüzden sarılma makinesi yaparak  bu ihtiyacını gideren bir mühendisin gizemli dünyası.
Şahsen ben, duygularımın olmasından son derece memnunum. Kızıma sarılmak, yarına hep umutla uyanmak, heyecanlanmak, hiç tanımadığın bir insanın derdine ağlamak gibi insani hisler olmadan hayat kupkuru olurdu. Siz de okuyun bakalım neler hissedeceksiniz.
Aslında şu kitaplarla ilgili ben sonsuza kadar konuşurum da siz hani poğaçalar yahu diyeceksiniz haklı olarak. Nedendir bilmem biz evimizde habire pastane usulü bişeyler yapmaya çalışırken dışarı çıktığımızda hep ev yapımı birşeyler ararız, bu yaman çelişki de bize pastane poğaçaları gibi tarifleri yaptırır :) Bu tarifi instagram'da "Aslcfc" adlı bir kullanıcıdan aldım, teşekkür ediyorum ona. Valla instagram alemleri çok renkli, henüz tanışmadıysanız tavsiye ederim, terapi niyetine her gün birkaç resim bakmak bile kafanızı dağıtıyor, böyle güzel tarifler öğrenmek de cabası. Haydi şimdi bu ay sahur sofralarınızı, sonrasında haftasonu kahvaltılarınızı, beş çaylarınızı renklendirecek pastane poğaçalarına geçelim:

Malzemeler:
1 su bardağı ılık süt
4 yemek kaşığı yoğurt
1 çay bardağı sıvıyağ
1 pkt yaş maya ( ben kuru maya kullandım)
4 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 yumurta ( akı içine, sarısı üzerine)
Yaklaşık 3,5 su bardağı un ( Un miktarı unun cinsine, kullandığınız bardağın boyutuna göre değişebilir o yüzden lütfen dikkatli ve azar azar ekleyin, hamur elinize yapışmadığı anda tamamdır.)

İç malzemesi;
Beyaz peynir, maydanoz karışımı ( ben beyaz peynirin erimesinden hoşlanmadığım için lor kullandım, siz de böyle tercih ederseniz lezzetinden emin olduğunuz bir lor kullanın, yada fazla yağlı olmayan bir beyaz peynir. İsterseniz patatesli veya kıymalı da yapabilirsiniz.)

Yapılışı:
Ben kuru maya kullandığım için mayayı direk unla harmanlayarak işe başladım. Siz yaş maya kullanırsanız mayayı ılık süt ve şekerle çözdürün. Sonrasında diğer malzemelerle ele yapışmayan, yumuşacık bir hamur elde edene kadar güzelce yoğuruyoruz. Üzerini örterek 45 dk mayalandırıyoruz. Sonrasında mandalina büyüklüğünde toplar alarak avucumuzda incelterek açıyoruz ve iç malzemesini koyarak D şeklinde kapatıyoruz. 
Hepsini bu şekilde hazırladıktan sonra üzerlerine yumurta sarısı sürüyoruz ve 180 derecede ısıtılmış fırında kızarana kadar pişiriyoruz. 
Ben üzerine susam serpmedim, siz isterseniz susam veya çörekotu serpebilirsiniz.

*Gerçekten de ev yapımı bir pastane poğaçası elde edeceksiniz. Pastaneye gidince de artık ev yapımı limonata içersiniz :) Ne romantik oldu böyle, pastane- limonata filan, okuduğum kitapların etkisiyle başka bir boyuta geçmiş olabilir miyim?  
*Neyse hayat tüm çelişkilerine rağmen yine de güzellll, ev yapımı mutluluklarınız eksilmesinnn :)))




2 yorum:

  1. Betülcümmmm, canım kardeşim benim; bende de var buna benzer bir tarif, nefis oluyor gerçekten. Gerçek pastane poğaçasından en önemli farkı, içine kullandığımız yağ oluyor elbet. Onlar neler kullanıyorlar kimbilir, bayatlamıyor günlerce:( Ellerine sağlık ablacım, Niloş'u öp benim için..

    YanıtlaSil
  2. Evet ablacım, kesinlikle. İçine ne koyduğumuzu bilerek yemenin tadı başka. Doğal yollarla en azından ekmekleri bayatlatmama yolu var mı acaba, sen bilirsin bir ekmek ustası olarak? Öperim elbette Niloş'u, biz de seni öperiz :)

    YanıtlaSil