25 Ekim 2013 Cuma
Mini Mini Tuzlular
Mini mini atıştırmalıkları çok seviyorum, ay ben bunu bitiremem yarısını alayım derdini de yerken döküp saçma riskini de ortadan kaldırıyor. Bu tuzlulara bayılacaksınız. Sevgili kardeşimden aldığım bu tarif benim favorilerim arasına girdi bile. Yapması kolay ve zevkli, yemesi ise ondan da güzell.
Her şeyin miniği daha sevimlidir ya, minikler de bu minilere bayılıyor. Benim minik de bayıldı... Bloguma bu tarifi ekleyeceğimi, bahsetmemi istediği birşey olup olmadığını sorduğumda minik kurabiyeleri sever misiniz diye sor dedi. İstek ondan sorması benden :)
Bu aralar benim çocukluğumla ilgili derin merakları var kızımın. Bu çizgi film sen küçükken var mıydı, sen bu oyunu küçükken oynar mıydın, bu kitabı küçükken okumuş muydun? Aldığı cevaplar kimi zaman onu şaşırtıyor, kimi zaman gülümsetiyor, kimi zaman onun sahip olduğu ama benim çocukluğumda var olmayan şeyler üzüyor... Hepsini almak istiyor bana. Onun bu empati yeteneğine hayranım. Televizyonumuzdaki bir arıza nedeniyle bayramı televizyonsuz geçirdik. Bu süreçte en iyi dostumuz dvd'ler ve radyomuz oldu. Eskisi gibi renkli ve çeşitli içeriğe rastlayamasak da oldukça eğlenceli günler geçirdiğimizi söyleyebilirim. Radyo tiyatrosu kızımı en çok gülümseten ve şaşırtan konu oldu. Onun kafasında tiyatro, izlenmesi gereken birşey olduğu için tiyatroyu dinlemek ve hayal etmek hem şaşırtıcı hem eğlenceli geldi ona. Elbette tüm bu anlattıklarımın hiçbirine denk gelmedik. Sadece bu vesile ile ona anlatma fırsatım oldu. Sonrasında oyuncaklarıyla kurduğu tiyatroyu ise sadece dinleyerek hayal etmemi istemesi televizyonsuz kalmanın ne kadar hayırlı olduğunu bir kez daha anlamama sebep oldu. Ara sıra vazgeçemediğimiz teknolojiyi bir kenara bırakmak fena fikir değil belki ama öyle bir işlemiş ki içimize ne kadar sürdürülebilir bilemiyorum. Elbette sorunu çözdük, elbette izlemeyi sevdiğimiz şeylere döndük ama bu mutluluğu da iliğimize kemiğimize kazıdık. Ve ciddi bir repertuarımız oluştu artık :)) Ruhumuzu da bol bol besledik anlayacağınız. Doğru diyorsunuz, midemizi de besleme zamanı:
Malzemeler:
125 gr oda sıcaklığında yumuşamış margarin veya tereyağı
1 yumurta ( akı üzerine sarısı içine)
1 çorba kaşığı süt
1 çorba kaşığı yoğurt
1 çorba kaşığı pudra şekeri
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karbonat ( silme )
Yaklaşık 2,5 su bardağı un ( azar azar eklemekte fayda var)
Üzerine: Ayırdığımız yumurta akı
Susam-çörekotu karışımı
Yapılışı: Önce sıvı malzemeleri kaşıkla kabaca karıştırıyoruz. Pudra şekeri, tuz, un ve karbonatı ekliyoruz. Ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Bu hamuru, üzerini kapatarak 10-15 dk oda sıcaklığında dinlendiriyoruz.
Sonrasında fındık büyüklüğünde toplar yaparak önce yumurta beyazına sonra susam-çörekotu karışımına her yerini batırıyoruz. Yağlı kağıt serili tepsiye dizerek 170 derecede ısıtılmış fırında pişiriyoruz. Çok küçük oldukları için çabuk pişecektir, yaklaşık 15 dk.
Ağzı kapalı olarak tazeliğini kaybetmeden uzun süre saklanabiliyor.
* Mutluluk içinde bulunduğumuz şartlarla değil bizim onlara bakış açımızla alakalı sanırım. Güzel baktıkça şartlar o kadar da fena gözükmüyor göze, güzel baktığınız güzel bir haftasonu diliyorum ...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çok güzel gözüküyor ellerine sağlık, deniycem.elma kullanabileceğimiz tariflerde bekliyorum senden.Tuba
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım, gelir elmalı tarifler merak etme :) Öperim :)
SilKızınla her paylaşımın çok değerli, sen de bunun farkındasın zaten Betülcüm. Allah evlatlarımızla hep hayırlı paylaşımlar nasip etsin inşallah. Kurbişlerine gelince, tuzlu kurabiyeleri ben de severim. Herşeyin minik olanına bayılan biri olarak bunlara da bayıldım tabii, bir atımlık ne güzel:)) Ellerine sağlık ablacım..
YanıtlaSilEvet ablacım, hayattaki her an çok kıymetli ve geçip gidiyor, tekrarı yok. Kimi zaman bunun farkında yaşıyoruz bu da birşeydir herhalde. Çok teşekkür ediyorum, miniler pek tatlı oluyorlar gerçekten :)) Öpüyorum ablacım.
SilSen ne tatlı arkadassin annesin yazarsın pişirensin sunansın anlatansin dinleyensin yaa
YanıtlaSil