4 Ekim 2013 Cuma

Baykuş Kurabiye



Bir günde kış gelir mi? Geldi vallahi... Bu soğuk havaların en güzel yanı evde fırını rahatça çalıştırıp evi mis kokularla doldurabilmek olsa gerek. Bu kurabiyeler hem göze hem damağa hitap ediyorlar. Çocuklar için olduğu kadar biz büyükler için de eğlenceli. Eskiden uğursuzluk sayılan baykuş şimdilerde pek bi revaçta. Uğursuzluğu kim çıkarmış bilinmez ama bilgeliğiyle meşhur bu aralar :) Gözün alışmasından mıdır nedir ben de pek sever oldum kendilerini... Baykuşlu ne görsem pek sevimli geliyor gözüme. Yaşadığımız dünya isterse bize her şeyi sevdirebiliyor demekki... O zaman bunca sıkıntı nereden çıkıyor anlamak mümkün değil. Aslında mümkün de anlamayalım biz yine... Baykuşlarla kendimizi kaybetmeye devam edelim. Kendini kaybetmek demişken kaybolmayı sever misiniz? Tabii ki de kastım yaşadığınız şehrin ara sokaklarında kaybolmak... Ben pek severim... Ara sokaklardaki küçücük dükkanları keşfetmeyi, samimi ve candan dükkan sahipleriyle sıcacık alışverişler etmeyi, oralarda yalnız dikkatli gözlerin yakalayabileceği güzellikleri izlemeyi, umulmadık yerlerde umulmadık güzellikleri bulmayı çok severim. Çocuklara endeksli hayatların merkezi her ne kadar AVM'lerde geçse de benim kuzu da alıştı benle ara sokak keşiflerine çıkmaya. Tabak çanağa olan merakımı bildiğinden benden önce görür oldu benim bayılacağım güzellikleri. Her şeyin bulunabildiği sokaklar olduğu gerçeği zaman zaman onu hayrete düşürse de büyük bir keyifle kayboluyoruz kalabalıklarda biz anne-kız... 
Keşfediyoruz yaşadığımız şehrin aslında en kıymetli köşelerini... Turşucuları, şekercileri, el yapımı nefis tabak çanakçıları, kömürde fincanda pişmiş kahveyi, koruk suyunu, karnı tok olsa da keyifle yem atanların etrafında uçuşan kuşları, salaş dükkanlarda leziz yemekler yemeyi yada kalabalığın içinde gevrek tırtıklamayı... Evet biz de gevrek der olduk artık simite, yarı İzmirli sayılabilirim ben de 17 yıl sonra... Doğuştan İzmirli kızımla elbette farklı düştüğümüz noktalar da oluyor, daha ılımlı, daha esnek, daha neşeli o haliyle... Anadolunun soğuk havası mı acaba benim yarımı kimi zaman daha esnemez yapan bilinmez... Seviyoruz işte bu şehri her şeyiyle... 
Değişimden korkmamanın şehrindeyiz ya belki ondan... O zaman baykuşlarla ilgili fikirlerimizi de değiştirelim ve bu kurabiyelerle bereket ve bilgeliği sokalım evimize ne dersiniz?

Bu arada bu tarif otabakbitecek.blogspot.com 'dan. Çook teşekkür ederim.


Malzemeler:
1 yumurta
100 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı yada margarin
1 küçük çay bardağı sıvıyağ
2 türk kahvesi fincanı toz şeker
3 su bardağı un ( kullandığımız markaya göre miktar azalabilir veya artabilir, azar azar eklemekte fayda var)
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
Bir miktar damla çikolata ( gözler için)
Bir miktar badem ( burun için)

Yapılışı:
Tüm malzemeyi güzelce yoğurup pürüzsüz bir hamur elde ediyoruz. Hamuru iki yağlı kağıt arasında 3-4 mm kalınlığında açıyoruz. Normal boyuttaki bir su bardağının ağzıyla yuvarlaklar çıkarıyoruz. Yine su bardağıyla (hazırladığımız yuvarlağın) üst kısmından yarım ay şeklinde bir parça çıkarıp kulaklarını oluşturmuş oluyoruz. 
Bir pet şişe kapağıyla daha küçük yuvarlaklar çıkarıyoruz ve gözleri oluşturmuş oluyoruz. 
Üst kısma 2 yuvarlağı yerleştiriyoruz, ortalarına 1'er damla çikolata batırarak gözleri tamamlıyoruz. Gözlerin ortasına bademi yerleştiriyoruz ve burun yapmış oluyoruz. Bir çatalla kenarlara bastırarak kanatları yapmış oluyoruz. 
Önceden ısıtılmış 170-180 dereceli fırında fazla kızartmadan pişiriyoruz.  
Yaklaşık 22 adet kurabiye çıkıyor bu ölçülerle. 

*Bazen ara sokaklarda büyük keşifler sizi bekliyor olabilir, yürüyüşlerinizde ara sıra rotayı kaybolmaya çevirin :)))




3 yorum:

  1. Çoookk teşekkür ediyorum, çok tatlısınız, sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Betülcüm; şu tarifi yapanı da uygulayanı da yerim ben.. Allahım, şöyle bir canlı nasıl uğursuz olabilir ki bu kadar sevimliyken :)) Bayıldım, ben de çok severim baykuşu.. Var ya, ben bu kurabiyeleri yeminle öperim yemeden önce, öyle pis bi huyum var :))))))

    YanıtlaSil
  3. Di mi ama ablacım? Çok teşekkür ederiz, Nille yaptık ya ondan çoğul konuşuyorum. Ben de bayılır oldum vallahi, hakikaten öpesi geliyor insanın. Biz de seni öpüyoruz bu arada :))

    YanıtlaSil