3 Aralık 2013 Salı
Ajda Poğaçası
Bu dünyada poğaça sevmeyen, kokusuyla içi ısınmayan yoktur heralde. Annedir benim için poğaça. Onun kadar sıcaktır, mutluluk kaynağıdır. Bu evde anne var demektir. Hepimiz annelerimizin yakınında değiliz elbette, hatta annesini kaybetmiş olanlarımız bile var. Hiç doyulmaz ki zaten anneye; her şeyi bilen, iyileştiren, her şeye yetişendir o... Poğaça kokusudur... Siz de benim gibi uzaktaysanız annenizden, ya da çok özlediyseniz her ne sebeple olursa olsun, hemen kolları sıvayıp poğaça pişirin. Anne kokutun evinizi, anne gibi ısıtın...
Bugünlerde oldukça enteresan diyaloglar yaşıyoruz kuzumla. Kimi zaman şaşırıyorum daha dün keltoş bi bebekken ne ara bu kadar büyüdü diye... Okuldan eve gelir gelmez yapışık yaşadığımız bazı saatlerimiz var mesela... Adeta kuyruğum gibi benimle hareket eden bir organa dönüşüyor kızım :)) Cevabı da elbette hazır: Okuldayken ayrı kaldığımız zamanları "telafiye" ediyorum... Onu yemek isteğiyle gülümsememden hemen anlar zaten bu böyle söylenmiyodu di mi? Nasıldı? Hiç düzeltmek istemem... O an orada donsun isterim... Sarayım öylece kalayım isterim... İnsan unutuyor tüm bu güzellikleri; kalp kırıklığı, öfke, umutsuzluk hiç unutulmazken, hayatımızı kaplayıp nefes aldırmazken bu güzel anlar uçar gider belleğimizden nedense... Oysa unutmamalı, o anları dondurmalıyız... İçimize çekip bırakmamalıyız... O hatırlamazken ben hatırlıyorum 3 yaşında hangi şarkıları sevdiğini, çocuğuna Niagara adını vermek istediğini, kahverengiye gavingavi dediğini... İlk düşüşünü, ilk yarasını; kabuğunu saklayıp hayattaki en can yakıcı yarasının bu olmasını beyhude bi çabayla Allahtan dilemeyi.. Bizim annelerimiz de bizler için dilediler muhtemelen... Her şeyin en güzelini... Ve tüm anneler sonsuza dek dileyecekler... Keşke gerçek olsa tüm annelerin dilekleri...
Bu poğaçalar neden mi Ajda poğaçası? Tarif Ayşe Özyılmazel'in blogundan, ne zaman poğaça yapsa aklına Ajda Pekkan geldiği için bu adı vermiş. Çünkü Ajda poğaçayı çok severmiş. Şu ana kadar deneyip en kısa sürede yaptığım poğaçalar oldukları için ben de burada paylaşmak istedim. Tarif için teşekkür ediyorum.
Klasik poğaça şeklinde de yapabilirsiniz, ben yuvarlak yaptım.
Un miktarını dikkatli ayarlayalım lütfen, kullandığımız bardaktan, un markasına kadar öyle çok faktör var ki etkileyen, azar azar eklemek hep en garantisi..
Malzemeler:
3/4 çay bardağı zeytinyağı
1 su bardağı yoğurt
2 pkt kabartma tozu
Yaklaşık 1 çay kaşığı tuz
Yaklaşık 2 su bardağı un (benimki 2 su bardağından 2 parmak eksik un aldı)
İçi: Beyaz peynir-maydanoz karışımı ( fazla yağlı olmayan bir peynir kullanırsanız peynirler dışarı taşmaz)
Üzerine: 1 yumurta sarısı, susam ve çörekotu ( ya da arzu ettiğiniz biri)
Yapılışı:
Tüm malzemeyi güzelce karıştırarak ele yapışmayan yumuşak bir hamur yoğuruyoruz. Üzerini örterek 20-25 dk dinlendiriyoruz.
Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak elimizde inceltebildiğimiz kadar inceltiyoruz. Beyaz peynir-maydanoz karışımından koyarak ister yuvarlak ister d şeklinde kapatıyoruz. Kenarların iyice yapışması önemli, yoksa şekilleri bozulur.
Üzerlerine yumurta sarısı sürüp susam ve çörekotu ya da istediğimiz herhangibirini serpip 160 derecede ısıtılmış fırında kızarana kadar pişiriyoruz.
*Kendini ısıtmakla başlıyor her şey, sende başlıyor, bende başlıyor. Hepsi bahane... Sen iyi ol, sağlam dur, umut et, hiçbirine gücün yok sandığında bile bi adım daha atacak gücün hep var... Daha olmadı poğaça var :)))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yağı az, yoğurdu bol, ne güzel hafifçecik bir tarif bu Betülcüm.. Sebepolanın da pişirenin de ellerine sağlık canım benim :)) Kuzuyu öp benim için gıdısından ..
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil